Aralık bir kapı çağırır seni. Gider bakarsın. İnancın kapısıdır o. İnanmak istersin, tıpkı aralık kapıdan bakmak istediğin gibi. İnanmak istersin çünkü dayanmak, yaslanmak istersin, bırakmak istersin öyle uçsuz bucaksız uzanmak, gitmek, kaybolmak…Çünkü anlayamazsın, beyin denilen o muhteşem mekanizma yetersiz kalmıştır ve yetersizliği kabul etmezsin; doldurursun içini inançla… Yaslanırsın ONA… İnanırsın, hatta bazen inanamazsın ONA ki çok güçlüdür çünkü o…
Kitaplara sarılırsın, çevirirsin ağacın dönüşüme uğramış hallerini usulca ki bu bile iter seni inanmaya. Üstüne sıvalar çekmeye çalıştığın o bomboş hayatından GERÇEK olana alır götürür seni…